İngiliz laîni, “Bu Kur’ân Müslümanların elinde bulunduğu müddetçe biz onlara gerçek hâkim olamayız” diyerek ümmetin elinden yüce kitâbın hakîkatının alınacağını Müstemlekât Nâzırlarının diliyle Avam Kamarasında i’lân edince, “Bu Kur’ân’ın sönmez ve söndürülmez bir nûr olduğunu âleme isbât edeceğim!” diye er meydânına atılmıştı. Yerine göre farz-ı kifâye, yerine göre farz-ı ayn olan “cihâd” ibâdetinin “maddî” kısmına
Rejimin Kur’ân’a ve İslâm’a toptan hücum etmesi üzerine bütün gücü ile semavî sisteme sahip çıkan Bediüzzaman Hazretleri (r.a.), rejimin bütün suikastlerine rağmen Hıfz-ı ilahî ile yıkılamadı. Vicdanında inanç bulunan Anadolu çocukları ise o zata sahip çıkmakta gecikmediler.. Üstadın ilk talebeleri arasında asker olanlar da az değildi. Albay Hulusi Yaylagil, Binbaşı Asım Bey Yüzbaşı Refet Barutçu,