İslâmın “teblîğ” emrini çarpıtmak sûretiyle “dinlerarası diyalog ve hoşgörü” şekline sokan asıl elin “bizden” olmadığını bilmek, bir derece hissiyâtımızı rahatlatıyor. Lâkin, kraldan fazla kralcı kesilerek bu oyuna gelen “bizden” insanların sayısı hiç de az olmadı. Bir kısmı iyice kemikleşerek sanki “onlardan” oldu ki, bunlara bizim sözümüz yok; aldanarak gidenlerin bir kısm-ı a’zamı ise, maskelerin birer-ikişer