Ye’cûc ve Me’cûc ateşine yonga atan Vatan gazetesi, Başkan Bush’un Irak’ı işgâlinden dört ay sonra söylediği şu sözü tekrâr almıştı: “Tanrı bana, ‘George, git Afganistan’daki teröristlerle savaş’ dedi, gittim savaştım. ‘George, git, Irak’tâki despotluğu bitir’ dedi, bitirdim. Şimdi bana Tanrı’nın ‘Git, Filistinlilerin devlet kurmasını sağla, İsraillileri güvenliğe kavuştur, Ortadoğu’ya barış getir’ dediğini hissediyorum. Tanrı’nın izniyle
Şu tasvîrleri okuduğunuz zamân, herhâlde içinde yaşadığımız dünyânın manzaralarını görür gibi olacaksınız. Diyelim ki, şöyle bir kehânette bulunuyorum: “Bereket ve dindarlık, tamâmen ortadan kalkıncaya kadar günden güne azalacak. İşte o zaman yalnızca mülkiyet mevkı sağlayacak. Sadâkatin tek kaynağı zenginlik, kadın ve erkeği birleştiren tek bağ arzular olacak. Da’vâlarda başarının tek yolu yalan olacak; kadınlar yalnızca
Kütüb-i Sitte’de geçen şu metin çok dikkat çekicidir. Sahabe-i kiramdan Hz. Huzeyfe bin El-Yeman (ra) şöyle demiştir: “Allah’a kasem ederim ki, bilmiyorum acaba Peygamberin sahabelerine bu hadîsler unutturuldu mu, yoksa unuttular mı? Allah’a kasem ederim, Rasûl-i Ekrem (asm), dünyânın sonuna kadar gelecek olan fitneleri ve o fitneleri çıkaran reisleri, tâ üç yüzden daha fazla kimseleri
Çok güzel bir tesbît: “Kibir kültürünün meyvesi!” Tesbîti yapanla dünyâ görüşümüzün ne kadar ilgisi olup olmadığı bir tarafa, bu hârika tesbît için Haşmet Babaoğlu’nu tebrîk etmeyi bir borç biliyorum. 7 Ekim 06 târihli Vatan’da, “İki dünyâ: Secdeye varanlar ve varamayanlar!” başlıklı yazısıyla, aynı anda Âhirzamân insanını aksiyona sevk eden asıl unsuru yakalamış. “Âhirzamân insanı” ta’bîri,