Fransa’nın Calais şehri sâhillerinden, İngiltere kıyılarını seyrettiğimi yazmıştım. Karşı sâhillere ayak basmak henüz nasîb olmadı. Olsun, nasıl olsa İngiliz yayın organı BBC, Birleşik Krallıkla ilgili haberleri bize ulaştırıyor. Birkaç tânesine eğlencelik niyetine bakalım: “Independent on Sunday, İngiliz, İskoç ve İrlandalı kadınların zilzurna olana dek içme alışkanlığında dünyâ birincisi olduklarını yazıyor… Gazeteye göre, bu ülkelerde 17-30
Haber başlığı aynen böyle olunca, ilgimi çekti. “Dündar” kelimesi otomatik olarak aklıma “Can Dündar” ismini getirdi, “Aksu” kelimesi ise “Sezen Aksu”yu. Operatör arkadaş doğrusu iyi bir başlık yakalamış, ister istemez eliniz haberi okumaya sizi sevk ediyor. Ben de öyle yaptım, ama küçük bir şaşkınlık yaşamaya mecbûr kaldım. Canlı fotoğrafta yanak yanağa olanların birisini doğru tahmîn
Allah’ın Ramazan’ında bir değişiklik yok da; bulunduğu zemîne ayak uydurmakta güçlük çekenlerle, geçmişe saplanıp kalmış beynini bugüne çevirmekte nazlananlar için “Ah! Nerede o eski Ramazan’lar?” nostaljisi sembol olmuştur. Önünde yaşayacak daha çoook seneleri bulunduğunu farz eden gençler için bu iç geçirmek bir ma’nâ ifâde etmese de, bizim gibi yaşı altmış olanlara göre gerçekten artık hiçbir
Haber 7’de merhûm Şeyh Said Efendi’nin solcu torunları ile ilgili başlığı görünce dikkatimi çekti. Yazıyı okudum, ama imzâ konmamıştı. Üslûbundan tanıdım, Hürriyet’in sitesine girdim, gerçekten de tahmin ettiğim gibi Soner Yalçın’a âitti. Pakize Hanım’ın yazısını da o vesîle ile gördüm. “Aşûrelik buğday” başlığı Alevî damarımı tahrîk ettiği için olacak, bana da kendisini okuttu. Hayâtın tabiî
Kudüs derken, aslında Filistin’i kasdediyorum; fakat bugünlerde işgálci Siyonistler Mescid-i Aksâ’nın altını oymaya çalıştığı için Kudüs öne çıktı ya, ben de oradan söze girmiş oldum. Biliyorsunuz, -aslında bilmiyorsunuz-, Filistin bölgesi bütünüyle bizim devletimizin elinden çıkalı 90 sene bile olmadı. Maalesef, üç nesil içinde bizim hâfızalarımızdan Filistin, Kudüs ve Mescid-i Aksâ izleri silindi. Dünü eşelemeye kalkışmak
Irak işgâlinin geldiği yere son noktayı Fransa Başbakanı Dominique Villepin koymuş, İngiliz Financial Times gazetesine beyânât vermiş. Habere başlık olarak “ABD’ye Irak’tan çekil çağrısı” yazan BBC’den şu cümleyi aynen naklediyorum: “ ‘Irak’ta 1 yıla kadar hiç ABD ve İngiliz askeri kalmayacağı söylenmezse, Irak’ta daha fazla ölüm ve krizden başka bir gelişme olmaz’ diyen Fransa Başbakanı,
İçel eski milletvekili Ali Ak Beyefendi, dünyâ hâdisâtını dikkatle ta’kíb eden tecrübeli bir büyüğümüzdür. Sağolsunlar, zamân zamân bizi de arayarak bilgilendirme lütfunda bulunurlar. Hrant Dink’in öldürülmesinden sonra kilisedeki âyini idâre eden Ermeni Patrik’i Mutafyan’ın konuşmasını naklen yayından üşenmeden çözmüş, el yazısı ile bana da lütfettiler. Belki el yazısında atlama olabilir düşüncesiyle, Haber 7 ile berâber
Şu tasvîrleri okuduğunuz zamân, herhâlde içinde yaşadığımız dünyânın manzaralarını görür gibi olacaksınız. Diyelim ki, şöyle bir kehânette bulunuyorum: “Bereket ve dindarlık, tamâmen ortadan kalkıncaya kadar günden güne azalacak. İşte o zaman yalnızca mülkiyet mevkı sağlayacak. Sadâkatin tek kaynağı zenginlik, kadın ve erkeği birleştiren tek bağ arzular olacak. Da’vâlarda başarının tek yolu yalan olacak; kadınlar yalnızca
Bendeniz 1995 başında hapishâneden çıktığımda, Ahmet Hakan, Kanal 7’nin ana haber spikeri idi. Yavaş yavaş bizim kesim içinde popüler oluyordu. Aynı yerde çalışan üniversite arkadaşım Ahmet Tezcan sanırım vâsıta olmuştu da, Ahmet Hakan beni bir akşam programına misâfir etmiş ve kısa da olsa 17 aylık hâtıralarımdan konuşmuştuk. Kendisiyle ilgili mes’elelere girmek istemeyişimin sebebi, işte o
Perhizimi bozup Ahmet Hakan için bir yazı yazmak zorunda kalmıştım, bugün onu okuyacaktınız; ama Hrant Dink’in öldürülmesi gündeme bomba gibi düştü. Üstelik de aynı akşam Hicrî 1.428 yılına giriyorduk. Mecbûren yazıyı değiştirdim… Bizde, “Ön tekerlek nereye giderse, arka tekerlek de oraya gider” diye bir söz vardır. Demek, bu yeni yılın nelere gebe olduğu girişinden anlaşılabilir.