Geçen asırda İslâm dîni üzerine yazdığı eserlere i’tirâz edilmeyen ender isimlerden birisi de Elmalılı Hamdi Efendi’dir. Avrupalıların, İslâmın “cihâd” emri üzerine ortaya attığı iki tür görüşü şöyle özetlemiş: “Bir kısmı, doğrudan harb i’lânının karârlaştırılmış, câiz bir mes’ele olduğunu bahane ederek, İslâmın saldırgan ve sırf kılıç kuvvetiyle yayılmış bir dîn olduğunu iddia etmek suretiyle onun İlmî,
Bizim Rıza artık eskisi gibi değil, -cehaletten kaynaklanan sapmalar hâriç- akıllı yazılar da kaleme alıyor. “Zavallı Müslümanlar” başlıklı yazısından ba’zı kısımları birlikte okuyalım: “Yeni bir Ramazân’a girerken, İslam dünyasına bakınca, içim yanıyor: Yoksulluk bu dünyâda… Çatışmalar, savaşlar, ölümler, bu dünyâda. Bir yandan Haçlılar öldürüyor Müslümanları… Bir yandan kendi içlerindeki mezhep savaşları… Zengin İslâm dünyâsı çatışmalarla
“Uzun zamândır Siyonizmin kontrolü altına giren Vatikan, dünyânın hemen hemen en zengin kara para stoklarıyla birlikte hedefine doğru ilerliyor. Her ülkede bulunan kiliseleri ve Hıristiyan kitleleri de emellerine âlet ediyor.” Hâlbuki, görünüşte “Vatikan” ap ayrı bir inancın merkezidir, Siyonizmle de ilgisi olmaması gerekir. Herkes öyle zanneder. Dessâs Yahûdî tanınmadığı müddetçe, böyle sanma yanılgısı devâm edip
Söz tutmayan karıyı elbette birileri Nirvana’ya ulaştırır. Afganistan ve İran’a girme konusunda da ABD ile sâdık uydusu İngiltere bu misâle benzedi. Bütün dünyâda aklı yeten herkesin toptan yaptığı ikâza kulaklarını tıkayıp, gözlerini yumarak İslâm topraklarını işgâl etliler. O tatlı tatlı yemenin şimdi acı acı çıkarma vakti geldi… Geçen gün bir haberin başlığı, “İngiltere-ABD Irak konusunda
Bu Yazıyı Gazete Neşretmedi! Mevsimlerin insanlar üzerinde te’sîri olduğu gibi, elbette hayvanlar üzerinde de te’sîri vardır. Sâkin sâkin duran sevimli hayvancığın birden canavarlaşması, herhâlde dış te’sîrlere de bağlıdır. Dünyâ yüzünde gerçekten “Müslüman devlet-Müslüman idareci” karaborsa olduğu için, kaynağı semâvî olan emirleri ve yasakları devlet gücüyle tatbik edecek bir merci’ de -Osmanlı sonrası- kalmadığından; İslâm kelimesinden
Hicrî 1300’lü yılların baş belâsı olan Süfyân ile ondan bir asır sonra bütün dünyâya hâkim olan Deccâl fitneleri yüzünden bütün mefhûmlar tersine dönderildi. Ne kadar mikrop varsa baş tâcı edilirken, ne kadar güzel şey varsa çirkin addettirildi. Medya denen korkunç silâh da bu iş için iyi kullanıldı. Dünyânın en kanlı “zâlim”leri “âdil idâreci” sanılırken; kendi
Gençlerin ümitle, ihtiyârların da hâtıralar ile yaşadığı söylenir ki, yanlış sayılmaz. Biz de altmışa geldiğimize göre, elbette mâzîdeki hâtıralarımız bizim için ehemmiyyetlidir. Lâkin, hayâtın acı gerçekleri merhametsiz makaslarıyla o güzel manzaraları kesiyor, parçalıyor, çirkinleştiriyor. İnsan da ister istemez bu fânî dünyâdan bâkí bir âleme yüzünü çeviriyor. Yoksa başka türlü ölüme gülerek gidilebilir miydi!.. Yirmi yaşında
Sitenin o gün seçtiği yazılar arasında onunkisi dikkatimi çekti. Çünkü, “Allah hangi baş bağlama yöntemini emrediyor?” (Haber 7, 16.06.07) başlığını kullanmıştı. Titizlikle okudum… Sebebini bilemiyorum, ama dünyâ ve âhiret görüşlerimiz hiç tutmayan ba’zı aydınlara karşı son yıllarda daha müsâmahâkâr olmak içimden geliyor. Onlardan birisi de bu okuduğum yazının sâhibi Zülfü Livaneli. Henüz üzerimde gençliğin hükmettiği
Siz de, haberin başlığını, “20 ülke istihbaratı tefsîr yazacak” şeklinde okusaydınız, elbette merâk ederdiniz. ABD’nin Florida eyâletinde de bir St. Petersburg şehri varmış da, 4-7 Mart târihleri arasında yapılan toplantılarda 20 ülkenin istihbârâtı bir araya gelmiş. “Kur’ân’ın tenkidine duyulan âcil ehemmiyet, modern İslam, modern üslûb çerçevesinde Kur’ân-ı Kerîm in yeniden tefsiri, Kur’ân’ın sekülerleştirilmesi, cihâd, hilâfet,
Gorbaçov’un akıllı politikalarıyla komünizmden kurtulan ve kısmî bir serbestliğe geçen Rusya, Batı ile olan dengesini hâlâ tam oturtabilmiş değilse de, artık büyük ölçüde kendi stratejisini çizmiş gibi gözüküyor. Dolayısıyla, Batı ve bilhassa “Amerikan” kokusu aldığı hareketleri, millî menfaatleri açısından daha bir dikkatle ta’kib etmeye başladı. Eski Doğu Bloku ülkelerine ABD tarafından füze kalkanı sistemlerinin yerleştirilmek