Şu tasvîrleri okuduğunuz zamân, herhâlde içinde yaşadığımız dünyânın manzaralarını görür gibi olacaksınız. Diyelim ki, şöyle bir kehânette bulunuyorum:
“Bereket ve dindarlık, tamâmen ortadan kalkıncaya kadar günden güne azalacak. İşte o zaman yalnızca mülkiyet mevkı sağlayacak. Sadâkatin tek kaynağı zenginlik, kadın ve erkeği birleştiren tek bağ arzular olacak. Da’vâlarda başarının tek yolu yalan olacak; kadınlar yalnızca şehvânî zevkın objeleri olacak.
Dünyâ sâdece bağrındaki mâden hazineleri sebebiyle sevilecek. Sâdece dış görünüş, mevkıler arasındaki ayırımı oluşturacak. Sahtekârlık, evrensel bir geçim kapısı olacak. Güçsüzlük, bağımlılığın sebebi olacak; tehdîd ve küstahlık, öğrenimin yerini alacak. Cömertlik, düşkünlük; basit temizlenme, ma’nevî arınma; karşılıklı rızâ, evlilik; iyi elbiseler, asillik, ıssızlıklardaki sular, kutsal pınar olacak.”
Bunlar şu anda çevremizde var mı, yok mu? Haydi biraz daha savurayım bakalım:
“Tüm iyi kitâblar ortadan kaybolacak ve sahtekârlar kendi akıllarının ürünü çok sayıda i’tikád ortaya atacaklar. Her kişi kendi hayâllerini doğru yol kabul edecek; bilgi kibir vâsıtası olarak kullanılacak… Tüm erkekler kadınların hâkimiyyeti altına girerek karılarının önünde terbiyecisi tarafından kontrol altındaki maymunlar gibi kıvıracaklar. Tüm insanlara şehvetleri hâkim olacak; bu insanlar kutsal metinlere, din adamlarına ve velîlere düşmanlık besleyecekler… Talebelerini soyup soğana çeviren ve onları kederlerinden kurtarmayan ma’nevî önderler korkunç cehenneme yuvarlanacaklar… Evlâdlar ana ve babalarına, sâdece karılarının yüzünü görmedikleri sürece saygı gösterecekler, karılarının akrabâlarından hoşlandıkları andan itibaren kendi akrabâlarını düşman gibi görmeye başlayacaklar. İnsanlar kutsal olmayan amaçlarla zikr, zühd pratiği yapacak, kurban sunacak, kutsal yeminler edecekler… Kanâat, basîret, kendine hâkimiyyet olmayacak. Nefse hâkimiyyet, hayırseverlik, merhamet ve hikmet yok olurken; ahmaklık ve hilekârlık haddinden fazla yayılacak. Erkek ve kadınlar bedenlerini şımartacaklar, müfteriler tüm yeryüzüne yayılacaklar.”
Az geldiyse biraz daha savuralım:
“İnsanlar tamâmen dünyevî vehimlerin pençesi altına girecekler. Cehâlet salgınlaşacak, korku ve açlık her yerde hüküm sürecek. Yetersiz yağışlar gibi kıtlık ve kuraklıkla da sıkça karşılaşılacak. Günâhkârlar, fazîletli insanlardan sayıca çok olacaklar ve onları dînlerinden saptıracaklar. Kadınların ekserisi ahlâksız olacaklar ve nesiller ebeveynlerine itâat etmeyecekler. İnsanlar dînî metinlerin bilgisine sâhib olmayacaklar. Gevezelik, bilginin yerine geçecek. Sâdece başkalarının servetini soyanlar zeki insanlar kabûl edilecekler.”
Biliyorum, vahşî Batı’nın vahşet medeniyyetine kendisini kaptıranlara göre, bizim söylediklerimiz İslâm kaynaklarına dayandığı için kesinlikle “irticâ” kokar ve okunmaya da değmez! Monşerler endişelenmesinler, buraya kadar aktardığım bilgilerin hepsi de “Hind” dîni kaynaklarından alınmıştır. “Tulasi Ramayana, Uttar-kanda; Linga Purana; Vişnu Purana” isimli metinlerden, monşerlere seçtim. “Kali Yuga” denen çağda böyle olacakmış!
O çağda, “Krallar halklarını öldürecekler, insanlar vergilere boğulacak” denilerek sanki günümüz ta’rîf edildikten sonra da, o günün dîn adamları için, “Brahman [dîn adamı] olarak tanınan kişiler Veda’ların [kutsal metinlerin] bilgisinden yoksun, dar zihinli, her zamân Sudraların [değersiz kişilerin] hizmetiyle meşgúl, bedensel arzulara düşkün, Veda’ların [kutsal metinlerin] tâciri olacak; dînen kirli şeyleri satacak, başkalarının eşlerine göz koyacak ve türleri birbirlerine karıştıracaklar” (Kalki Purana) deniyor.
Evet, sanki bizim “Âhirzaman” dediğimiz çağı tasvîr eden Hind kaynakları günümüz gerçeğiyle bire bir örtüştüğü için doğrusu içimizi karartıyor. Fakat, şu cümleleri de var: “Vişnu’nun [Tanrı’nın] son avatarı [-hâşâ- görüneceği şekli olan] Kali, elinde kılıcı ve beyaz ata binmiş olarak ortaya çıkacak ve kötülüğü yok edecektir!” Bu “Kali”nin figürleri, kemerinde insan kelleleri ile tasvîr ediliyormuş!
Hurâfe ciheti bir yana, bu derece bozulan insanlığın elbette büyük belâlar çekerek ancak kurtulabileceği anlatılmak isteniyor olmalı. Hind’in besli ineklerine tapanlara i’lândır!..
Vakit