Sayısına bereket, ABD’nin Afganistan ve Irak’ta nalları diken askerleri çok mezarlık doldurdu, bu gidişle daha çoook da dolduracak gibi. Dünyâ zindanında bizim de eğlencemiz, onları saymak oluyor işte. Fakat, ölen ve yaralananların rütbesini ısrarla gözlerden gizlemeye çalışıyorlar. Her nasılsa bize bir Cumhuriyet Bayramı armağanı olsun diye herhâlde, Irak’ta tümen komutanlığı yapan Tuğgeneral Jeffrey Dorko’nun yaralandığı duyuruldu (Haber 7, 29.10.07).
Gönülden üzüldük tabiî… Arkadaşları ölürken onun yaralı kalması ne kadar acı! Yaralı generali hemen Almanya’daki Landstuhl Bölge Tıp Merkezine yollamışlar. Haberi okur okumaz bilgisayarın başına geçtim, Landstuhl denen yeri Google’dan arayıp buldum. Öyle ya, on binlerce kilometre ötede ülkesinin menfaati için çarpışan bir general bakalım emîn ellerde mi, havadar bir yerde mi!
Kaiserslautern civânnda bir yer Landstuhl. Yaralanan Amerikan askerleri buraya taşınıyormuş. ABD’li vatandaşlarının sunduğu teknolojik hizmet sâyesinde Tıp Merkezini de gördüm. Bir tepede, yeşilliklerle çevrili, havadar gözüküyor. Kasabadaki her sokak ve cadde ismi Almanca yazılı iken, Tıp Merkezi içindekiler İngilizce yazılmış. Varsın bu utanç Alınanlara yetsin; bize generalimizin rahatı lâzım!
Fakat, beş sene önce bir mevkûtede çıkan yazı kafamı karıştırdı. “Er Ryan’ın yarasını Memorial saracak” (M.Yaşar Durukan, Aksiyon, 19.08.02) başlıklı tanıtma yazısına göre, daha Irak Harbi başlamadan önce, yaralanacak ABD askerleri için, Beşiktaş’lı -ve dahi Hocaefendici- İhsan Kalkavan’ın da ortağı olduğu İstanbul Memorial Hastanesi hazırlanmış. “Cephedeki doktorların müdahale edemeyeceği boyuttaki yaralı askerler kurulacak hava köprüsüyle İstanbul’a getirilecek” imiş.
Dergi diyor ki:
“Hele Amerikan topraklarından binlerce kilometre ötedeki bir ülkeye düzenlenecek harekat en az kayıpla sona ermeli. Yoksa her geriye gelecek Amerikan askerinin cesedi iç huzuru bozabilir. Çünkü yaşamını yitiren askerlerin isimlerinin mermer anıtlara kazınması Amerikalılar için artık bir anlam ifade etmiyor. Bu gerçeğin farkında olan Amerikan yönetimi, gerçekleştirmeyi planladığı İkinci Irak Seferi’ni bir taraftan ‘haklı ve şanlı’ bir savaşa dönüştürmek, diğer taraftan da en az kayıpla gerçekleştirmek için uğraşıyor.”
“Dışarı fırlamış bağırsaklarını tutan, kopmuş kolunu arayan askerlerin acıları morfinle bastırılacak ama daha sonra oracıkta ulaştırılamayan tıbbî malzeme eksikliği nedeniyle ölmeyecek. Muhtemel bir Irak operasyonu sırasında yaralanacak Amerikan askerlerine sahra hastanesinde değil beş yıldızlı hastanelerde müdahale edilecek. Amerikalıların çok önem verdiği bu tıbbî müdahaleler üstelik sadece Türkiye ‘de, ünlü işadamı İhsan Kalkavan’ın İstanbul Memorial Hastanesi’nde gerçekleştirilecek”
“Kalkavan’ın verdiği bilgiye göre, muhtemel Irak savaşında yaralanan askerler sadece İstanbul Memorial’e getirilecek. Sadece Amerikalılar değil NATO kontrolündeki bölgelerde çıkacak muhtemel çatışmalarda yaralanan NATO askerleri de sadece İstanbul Memorial’da tedavi edilecek…”
“Pentagon’un askerlerine verdiği değer hem de en az kayıp için İstanbul Memorial seçildi. Çünkü İstanbul Memorial, dünyada kabul edilen en üst limitlerde güvenilir sağlık hizmeti veren JCI Uluslararası Akreditasyon Belgesini alabilen Ortadoğu’daki tek hastane.
Dünyada da Amerika dışında bu belgeyi alabilen 21. hastane. Bundan böyle İstanbul’da burnu kanayan konsolosluk görevlisi de Körfezde şarapnel parçasıyla yaralanan Amerikan askeri de yalnızca bu hastanede tedavi görecek ”
Bizim burnumuz değil beynimiz kanasa böyle mükemmel bir yerde tedâvî olma şansımız bulunmadığı için, TC’ye ne kadar ilenmemiz gerektiğini görüyorsunuz değil mi? Ben, yaralanan General Dorko’nun Landstuhl’a gönderildiğine inanmakla ne kadar saftirik olduğumu anladım. Meğer güzel İstanbul’umuzda bu hizmet veriliyormuş. Bizim ecdâdımız da kanadı kırık kuşlara, çaptan düşen eşeklere dahi hizmet vermekle meşhûrdu zâten. ABD’liler, böyle dostlar bulduğu müddetçe elbette sırtları yere gelmez.
Seyirlik manzaralarınız bol olsun…
Vakit