Sınırlarını çizerek kısaca târîhî seyrinden bahsettiğim Sasun bölgesi, Batılıların Tanzimat sonrası Osmanlı içine soktuğu misyoner ajanlar vâsıtasıyla karıştırılmış; Pakraduniler eliyle kandırılan Ermeniler devlete isyân ettirilmiş; 1894-1914 arası yaşanan bir sürü acı hâdise Ermeni tehcîriyle büyük ölçüde sona erdirilmiştir. Netîcede, bölgenin hâkim unsuru olan Ermenilerin bir kısmı çatışmalarda öldürülmüş; 1895 isyânında büyük bir kısmı Müslüman olarak Anadolu’ya iskân edilmiş; tehcîrden sonra Ermenilerden boşalan yerleşim yerlerine ise çoğunlukla Sünnî Kürtler yerleştirilmiştir.
Konumuz bugünkü Batman’ın Sason ilçesi değildir. Ana kitlesi Ermeni olan 1915 öncesi Sasun’u anlamaya çalışıyoruz. Güneydoğu Torosların sarp dağları ve Dicle’nin kolları ile yarılmış vâdilerinde mesken tutmuş Sasunlular, genel karakter i’tibârıyla iklimleri gibi sert ve mert olmakla birlikte; eğitimsizlik sebebiyle acılı yıllarda Pakraduniler tarafından kandırılmışlardır. Müslüman olarak bölgeden çıkan Sasunlular çoğunlukla devlete sadâkat göstermiş, dindarlıkta da samimî davranmışlar ve ilim ehline de sáhib çıkmışlardır. Molla Muhammed hocamızın Muş’ta başlattığı Kur’ân hizmetine en büyük desteği verenlerin başında Sasun kökenliler olmuştur. Kendisini Sasunlu göstererek fitne çıkaran muhbir çıfıtlık yapmaktan vaz geçmediği için bu açıklamayı yapıyorum. Fiilleriyle ortaya koyduğu bu karakter Sasunlu karakteri değildir, bilakis Sasun bölgesini karıştırmış olan Pakraduni karakteridir. Çöpünü çekirdeğini ayırmadan yorum yapmayınız.
Bu muhbir mühtedînin köyü “Bozkan” imiş. Sıkışınca kendisini asâletiyle kurtarmaya çalışıyor. 1912’deki telaffuzuyla “Bozıkank”, 1928’deki telaffuzuyla “Bozikan” köyü, geçen asrın başına kadar bir Ermeni köyüdür. Târîhî Sasun bölgesinin idârî taksîmâtına düşen bugünkü Sason ilçesine “Bun Sasun/Bozikan” denirdi ve merkezi de bu köydür. Büyük Ermeni isyânından sonra ilçenin merkezi Hazzo’ya (bugünkü Kozluk), sonra da Kabilcevz’e (şimdiki Sason) naklolmuştur. Bozkan’ın şimdiki adı “Kaleyolu” yapılmıştır. Soyadı kánûnu çıkararak soyları perdeleyen tek parti diktatoryası; yerleşim yerlerinin adlarını da değiştirerek târîhin gerçeklerine ulaşmayı perdelemiştir.
Kaleyolu, bugün karakovan balları ve cevizleriyle meşhur güzel bir dağ köyüdür. 1915 tehcîrinden sonra köye zâten Sünnî Kürtler iskân edilmiştir. Muhbir mühtedî kendisini bugünkü Kaleyolu’na nisbet etmiyor ki! Kendisi kaç nesildir Muşlu bilindiğine göre, nisbet ettiği Bozikan eski Ermeni köyüdür. Eski Bozikanlılar 1895 İsyânından sonra devletin zoruyla Müslüman olmuşlar, dine tarafdar olmuşlar, din adamları da yetiştirmişlerdir. Ama, bu muhbir mühtedî ise çıfıt karakteri sergileyerek Pakraduni gibi davranmaktadır. Kendisi gibi Pakraduni olan Fetullah Gülen’in polislerine bizim aleyhimize muhbirlik yapmasının başka îzáhı olamaz. Hâlâ kripto Fetöcülerle film çevirmesi ve Molla Muhammed gibi bir İslâm áliminin aleyhinde hâlâ konuşması, ancak Pakradunilikle açıklanabilir.
Kusura bakmasın, ama size bölgeden bir coğrafya haritası sunacağım. Haritanın sol üst köşesinde işâretli olan yer Bozikan, şimdiki Kaleyolu köyüdür ki, muhbir mühtedînin kendisini nisbet ettiği yerdir. Haritanın sağ alt köşesinde görünen ise Niç, şimdiki adıyla Çatalerik köyüdür ki; Fetullah Gülen’in dedelerinin yaşadığı bir Ermeni köyüdür. Bozikan-Niç arasında sâdece 5 köy vardır. İki kişi arasındaki eylem birlikteliği, köyler arasındaki fark kadar bile yoktur. Muhbir mühtedînin son toplantısına bir daha temâs ederek, onu târihin çöplüğüne atacağız.