Yaklaşık iki seneye yaklaştı, bu güzel yazı arşivimde hâlâ “hemen” ele alacağım günü bekliyordu. Beynimizi alabora eden gündeme yetişemediğimiz için temâs edemediğim gibi, yazma sırasındaki yerinden kaldırmaya da gönlüm elvermiyordu. Hiç de güzel olmayan bir vesîle ile ele almak zorunda kalışıma üzüldüm, ama kendimi mecbûr hissettim.
Bendeniz Hakan Albayrak’la şahsen tanışmıyorum. İslâmî ve insânî hassâsiyyetleri olan bir dost gönül olarak uzaktan ta’kib ediyorum. Müteveffâ Songar Hoca’nın latîfesiyle, “Orman Kânûnuna muhalefet” suçlamasıyla demlenme noktasından ise kader birliğimiz var. O yüzden bu yarı münzevî ağabeyini hoş görür sanıyorum.
Mezkûr yazısı “Hakan Albayrak Kara Panter’le” (Gerçek Hayat, 09.02.06) başlığını taşıyordu. Hakan kardeşim Gana’ya yaptığı bir gezinin notlarım derlemişti. “Afrika Birliği” fikrinin lideri Nkrumah’ın idâreciler eliyle nasıl halka unutturulduğundan yakınıyordu. Hele Gana’daki Medine’de, “Kara Panter Richard Moore” iken “Dhoruba Mujaheed Bin-Wahad” olan eski çeteciyle yaptığı görüşme çok çok güzeldi. Bu eski Amerikalının, odasındaki ABD haritasının üzerine “United States of America (Amerika Birleşik Devletleri)” yerine “United Snakes of America / Amerika Birleşik Yılanları” yazmış olması çok nefis bir espri idi. “İstiklâl Okulu” hedefi de heyecan vericiydi. Hele şu sözlerine bir bakın Kara Panter’in:
“Ulus devletle hesaplaşmalıyız. ABD’nirı ‘Teröre Karşı Savaş’ yalanıyla hesaplaşmalıyız. Evrensel istikbârı, küresel diktatörlüğü pâyidâr etmek için kurulan tezgâhları param parça etmeliyiz. Bu, herkesten önce Müslümanların görevidir. Bu, herkesten önce Ümmet-i Muhammed’in görevidir. Bu, herkesten önce, âlemlere rahmet olarak gönderilen bir peygamberin ümmetinin görevidir. Biz dünyaya adâlet dağıtmakla mükellefiz. ‘İslâm barış dînidir’ deyip oturamayız. Barışın ön şartı olan adâlet için her alanda mücâdele etmek zorundayız. Dikkat: Var olmak için mücâdele etmek bize yakışmaz! Bize yakışan, mücâdele etmek için var olmaktır. Müstekbirlere yaltaklanmayalım! ‘Biz sizin zannettiğiniz gibi fundamentalist değiliz, ne olur merhamet edin’ diye salya sümük ağlamayalım! Emperyalistlerin kurduğu alçakça dünyâ düzenini yıkma potansiyeline sâhib yegâne güç olan İslâm’ı sulandırmayalım, sulandırmayalım. Hiçbir siyâsî, askerî, ekonomik iddiâmızın olmadığını söyleyerek İslâm’ın toplumsal hayâttan sökülüp atılması projesine hizmet etmeyelim. Peygamber Efendimiz (sallallâhu aleyhi vesellem) Medine’ye hicret etmemiş, orada devlet kurmamış ve zulme savaş açmamış gibi davranmayalım. Peygamberin siyâsî ve askerî liderlik yaptığını unutmayalım. Bunun hikmetini kavrayalım. Zulme karşı mücâdelede her zaman ve her yerde en önde biz olalım. Afrika’nın kurtuluş mücâdelesinde öncü bir rolü olsun Müslümanların…” (agy)
İnanarak kaleme aldığı şu yazıdan Hakan’ın farklı düşündüğünü sanmıyorum. İslâm hakkındaki bilgi azlığı hâriç, Kara Panter’deki îmân aşkına hayran kalmıştım doğrusu. Peki, buradaki îmân feverânı ile bir ilgisinin olmadığı, görüntüsü ile ortada olan bir hareketin meddahlığı ma’nâsına gelecek bir yazı; aynı kalem sâhibine yakıştı mı?
Bizzât Hakan Albayrak, yazdığı yazıya gelen tepkiler üzerine “Gülen Hareketi’ne muhabbet” başlıklı bir yazı yazma ihtiyâcı hissetti. Dört kısım tepki çekmiş. “Allah razı olsun” diyenler belli. “Fethullah Hoca aleyhindeki tavrımızı gözden geçireceğiz” diyen insanların hassâsiyyetini kırılma noktasına getirmenin “vebali” elbette düşünülmelidir.
Bendeniz, uzaktan tanıdığım kadarıyla Hakan’a, “Allah belânı versin” diyenlerden de olamam. Lakin, “Böyle bir yazıyı sana yakıştıramadık” dememe de kendilerinin yüksek müsâdelerini istirham edeceğim.
Sendeki “İfrât-ı muhabbet” duygusunu “ölçüsüz” kullanma gereği, “Ben” bu adamları Allah İçin seviyorum diyebilirsin, karışmayız; lâkin hiç olmazsa Kara Panter’in yukarıda zikrettiğim gürüşleri ışığında mülâhazası bulunan Müslüman kardeşlerin olduğunu da hatırdan çıkarmamalı değil misin? “United Snakes of America/Amerika Birleşik Yılanları” kontrolünde bir lider kadrosunun ” ‘Biz sizin zannettiğiniz gibi fundamentalist değiliz, ne olur merhamet edin’ diye salya sümük ağlama” gösterisi de mi gözümüzü açmayacak? “Türki cumhuriyetlere şeriat gelmesini önlediği” bizzât Ecevit tarafından dile getirilenleri “Allah için sevme” işini de anlamadığımı söylemek zorundayım.
Bu hamuru biraz daha yoğurmamız gerekebilir…
Vakit