Nerede o, “Yâaar bana bir eğlence meded!” diye na’ra atan Karagöz? Nerede o, ince zekâsıyla hileye yöneldikçe tokadı yiyen Hacivat? Nerede o, bize kahkahalar attıran tuluat ustaları? Biz mi o günlerde dünyâdaki rezâletin farkına varamadığımız için Direklararası martavalları ile Ermeni oyunlarını “Ramazân eğlencesi’’ niyetine çerez yapardık; yoksa essahtan mı âlemde eğlenceye yer kalmadı?
Unuttum sanılmasın, ülkemizde devletlûlerin “birinci problem” yaptığı maddelerin çoğuna bakıp da eğlenmemek mümkün olmadığı gibi, deve dişi gibi allâme yazarların dünyâya verdikleri nizâmâta bakıp keyiflenmemek de mümkün değil. Ama, bugün sizinle bir başka “Ramazân eğlencesi” paylaşmak istiyorum.
Haberi önce Star gazetesinde gördüm ve aldım; okuyalım:
“ABD liderliğindeki koalisyon güçlerinin açıklamasına göre, Helman vilâyetine bağlı Musa Kale yakınlarında ortak devriye gezen Afgan-koalisyon askerlerine, onlarca militan makineli tüfek, el bombaları ve havan toplarıyla saldırdı. Taliban militanlarının gün boyunca Musa Kale’den çatışma alanına geçtiği, koalisyon güçlerinin de top ateşi açtığı ve hava yardımı istediği belirtildi. Çatışmanın sonunda 60 kadar Taliban militanı ile koalisyona bağlı bir askerin öldüğü, 4 askerin de yaralandığı kaydedildi.” (agg, 26.09.07)
Sonra aynı haber metnini Haber 7 sitesinde aynen AA’dan alınmış şekliyle gördüm. Bir kere, Afganistan’daki yerin adı “Helman” değil, “Helmand”; üstelik de orası “vilâyet” değil, “eyâlet”! Niyetim, AA çalışanlarını ve haberi kullananları cehâletle ithâm değil, elbette daha dikkatli olmalılar; ama haberin kurgusu size tam bir “eğlencelik” malzeme kokusu vermiyor mu?
Haberde adı geçen “Musa Kale”, Helmand eyâletinde NATO bekçiliği yapan İngiliz askerlerinin idâreyi oranın sâkinlerine -ya’nî, esâsta Tâlibân’a- bırakarak ric’at ettiği yerdir. Şimdi, kendi hâkimiyyet bölgesine sokulan düşman kuvvetlere “saldıran” taraf, habere göre Tâlibân ordusudur. Koalisyon askerleri “devriye” gezdiği sırada hâdise olduğuna göre, düşmanın “daha korumasız” olması tabiîdir. Üstelik de devriye vazifesi esnâsmda ağır silâhların bulunması mümkün gözükmüyor. Hem o bölge halkı kâmilen Tâlibân taraftandır ve mıntıka onlar tarafından daha iyi bilinmektedir. Saldıran tarâf ise, otuz yıldır kâfirlerle çarpışa çarpışa harbde pişmiş ve Amerikan işgâlinden önce bir “devlet ordusu” olmuş birliklerdir.
Bütün bu lehde unsurlara rağmen, bu çatışmanın sonunda “saldıran” tarâf “60 ölü” veriyor, koalisyon işgalcileri ise “1 ölü”! Şöyle bir habere kargalar bile ters taraflarıyla gülmez mi? Zerre kadar askerlikten anlayan bir kişi, komediyi fark eder.
O Tâlibân ki, dünyânın teknoloji devi ve şürekâsı bütün gücüyle yüklenince. “Hatt-ı müdâfaa yoktur sath-ı müdâfaa vardır ve o satıh bütün Afganistan’dır” stratejisiyle elli bin kişilik orduyu ezdirmeden ülkeye yaymayı ve gerilla harbi için ayakta tutmayı bilen, ve aynı zamânda el-Kaide koluyla düşmanın cebhe gerisi hedeflerini ta’cîz eden bir askerî başarının sahibidir. “1” düşman öldürmek için “60” zâyiât vermek, öyle bir strateji dehâsına yakışır mı? Afganistan haberleri sâdece “tek ağız”dan dünyâya yayıldığı için, bilhâssa son zamânlarda hep bu tür komedileri okuyup eğleniyoruz. Bir askerî güç bir kere “yalan haber” neşretmeyi mu’tâd hâle getirmişse; artık muharebeyi kaybetmiş veyâ kaybetmek üzeredir demektir.
Koalisyonun ikinci gücü olan İngiltere’de ise, ordunun Irak ve Afganistan’daki yenik durumu, kitleleri ilgisizleşmeye sevk etmiştir. Halkın artık savaşı ve savaşanları hiç umursamadığı, cebheden dönen askerlere de hiç ehemmiyyet vermediği görülüyor. Öyle ki, İngiltere Kara Kuvvetleri Kumandanı General Sir Richard Dannatt, “ordu ile halk arasındaki kopukluğun kendisini çok kaygılandırdığını” söylemiş (BBC, 22.09.07). “Genç bir asker, ülkesi için Basra ya da Helmand’da çarpışıyorsa, yaşadığı kentle, mahallesinde oturan kişinin, kendisinin neyi niçin yaptığını anlamasını bekler” demiş.
Bristol’deki, Glascovv’daki, Londra’daki adamın “Helmand” neyine gerek Sir? Hâlâ “güneş batmayan imparatorluk” içinde mi yaşadığınızı sanıyorsunuz? Bu “Ramazân eğlenceleri” sizi gittikçe daha komik yapıyor…
Vakit