Bu Yazıyı Gazete Neşretmedi!
Mevsimlerin insanlar üzerinde te’sîri olduğu gibi, elbette hayvanlar üzerinde de te’sîri vardır. Sâkin sâkin duran sevimli hayvancığın birden canavarlaşması, herhâlde dış te’sîrlere de bağlıdır.
Dünyâ yüzünde gerçekten “Müslüman devlet-Müslüman idareci” karaborsa olduğu için, kaynağı semâvî olan emirleri ve yasakları devlet gücüyle tatbik edecek bir merci’ de -Osmanlı sonrası- kalmadığından; İslâm kelimesinden huy kapan bilumûm mahlûkâtın azgın bir hâl aldıklarını ibretle seyrediyoruz. Demek, onların azma mevsimini yaşıyoruz…
Kayseri’ye gitmekte olan bir İsrail takımının oyuncuları uçakta Hz. Peygamber (sav)‘e hakaret sözleriyle şarkı söylemişler, kameralar da bunu görüntülemiş, klüp yöneticileri de bu manzarayı zevkle seyretmişler! Bizimkiler de, “Aman bir tatsızlık çıkmasın da!” diyerek maç öncesi o görüntüleri neşretmemişler! Yayınlanırsa, belki Kayseri’den bir-iki erkek çıkıp da haddini aşan köpeklere cevâb verirdi!..
Sorumluluk gereği haberi neşretmediğini söyleyen bizden bir site de, Erciyessporun bu âdi provokasyona sahada onları yenerek cevâb verdiğini yazmış! Küstah Yahûdî de ne anlamıştır ya!..
İsveç’te bir başka köpek ise, kendisini resmetmiş de, üzerine Allah Rasûlü (sav) Efendimizin mübarek ve mukaddes ism-i şeriflerini yazmış! Nerikes Allehanda isimli gazete de bu Lars Vilks adlı köpeğin hezeyânını neşretmiş! (BBC, 31.08.07)
Tabiî, Danimarkalı aporta zamanında gerekli cevâb verilseydi, yeni çaniler çeviklemeye cesâret edemezlerdi. Hamiyyetli Müslümanlar bu tür köpeklere cevâb vermek için çalışıyorlar; ama İslâmın öyleler için verdiği hükümden habersiz boşa koşuyorlar. Eğer ciddî bir İslâm devleti olsaydı, herhâlde şu dînî hükümler konuşulacaktı;
“Hazrel-i Ali (ra) ‘den rivayet edildiğine göre, Peygamberimiz (sav) şöyle buyurdular: ‘Kim bir peygamberi söverse onu öldürünüz. Kim sahâbelerimi söverse onu dövünüz,’
“Hazret-i Ali (ra)’den rivâyet edilen diğer bir hadiste ise önceki te’yîd ediliyor: ‘Kim bir peygamberi söverse onu öldürünüz. Kim sahâbelerimi söverse o kimse değnekle celdedilir.’ ” (Şifa-i Şerif, c.2, s.220-221)
“Kadî İyaz der ki; ‘Müslümanlardan Peygamberimizi söven ve onu noksan bir sıfatla tavsif eden bir kimsenin öldürüleceğine dâir ümmet (sahâbe ve müctehidîn-i izâm) icmâ etmişlerdir.’ Ebû Bekir bin Münzir der ki: ‘Ehi-i ilim, Peygamberimizi sövenin katli hakkında icmâ’ ettiler.’ ” (es-Seyfü’l-Meslûl Alâ Men Sebbe’r-Resûl, s.96)
Yine aynı kaynakta âlim Muhammed bin Sehnûn der ki:
“a) Peygamberimizi söven veyâ onu nâkıs bir sıfatla tavsif edenin kâfir olması;
b) Allâh’ın onun hakkında vaad ettiği azâbın câri olması;
c) Onun hükmü ümmet yanında öldürmek olduğu;
d) Onun küfründe ve azâba dûçâr olmasında şübhe edenin kâfir olacağı husûsunda bütün âlimler icmâ etmişlerdir.”
İslâm dînindeki bütün hak mezheblerin bu mes’eledeki fetvalarını toplayan bir eserde ise son söz olarak şu hüküm yazılmıştır:
“Peygamberlerden birini söven, bahusûs Sebeb-i Hılkat-ı Alem, Fahr-i Kâinât ve Seyyidü’l-Mürselîn olan Hazret-i Muhammed (asm)’a söven, hakâret ve istihza eden kâfir ve zâlimler öldürülür.” (Mir’âtü’l-Cihâd, c.3, s. 130)
Eğer İslâmın hükmü bu ise, başka tavırlar koymanın bir ma’nâsı kalmıyor. Öyle olduğu içindir ki, yeni yeni azgın köpekler türüyor ve gittikçe de şirretleşiyorlar.
Bütün it gürûhu yiyip içip Manitu’larına dua etsinler ki, İslâm ahkâmını icra edecek bir devlet yoktur. Eğer bir çıkarsa; o zaman köpeklerin sesleri çenelerinden değil de, herhâlde ters taraflarından çıkar!
Allah Rasûlü (sav) Efendimizin mübarek haberleri gereği Hicri 1432’de mukaddes müjde gerçekleşirse; evvelâ İsrail’deki çomarlar başta olmak üzere cümle köpek sürüsünün iyi bir deterjan yiyeceği anlaşılıyor. Bu kadar azgınlaşmanın sanırım bir tatlı bedeli olmalıdır…