Şu “ABD’de Yahûdî Mafyası: ADL” başlıklı haber, bir refikimizde çıkmış:
“İngiliz farmasonluğunun Yahûdî kolu olan B’nai Brith’in etkisi altındaki ADL (Anti-Defamation League) 1913 yılında kurulmuştur. ADL adeta, Amerikan mafyasının halkla ilişkiler bürosu gibidir. Kurdukları ‘Denizaşırı Yatırımcılar Servisi’ adlı şirketle, milletlerarası silah ve uyuşturucu kaçakçılığı, kirli parayı aklama gibi işleri yürütmektedir. İşgal altındaki Filistin topraklarında ve Kudüs’ün Hıristiyan ve Müslüman bölgesinde geniş arazilerin kanunsuz alım-satımının ortaya çıkarıldığı emlak skandalı da yine işin içinde ADL’nin varlığını ortaya koyuyor. ADL, Amerika içinde FBI kanallı muhtelif operasyonlarla ilişkisini sürdürdü… ADL’nin bilinen cinâyetleri şunlardır: 15 Ağustos 1985’te Kafkasyalı Müslüman lider Tscherim Sobzocov, evinin önünde bombalı saldırı sonucu öldürüldü… Musevî iken hak din olan İslam’a dönüş yapan Prof. İsmail Raci Farukî ve eşi 1985’in Ramazan’ında sabaha karşı evlerinde bıçaklanarak öldürüldüler… Gandhi ve Palme suikastlarının arkasında da ADL’yi görmekteyiz. ADL, tam mesâî ile çalışan gizli istihbarat memurlarının bir kısmını Amerikan Hükümeti Adalet Bakanlığına bağlı Özel Soruşturmalar Ofisi’nde (OSI), bir kısmını da İsrail otoriteleriyle Tel Aviv’de çalıştırmaktadır. İsrail devleti kurulduğundan beri ADL, İsrail gizli servisi MOSSAD ile hususî ilişkilerini daima sürdürmüş, İsrail mafyasıyla da yakın bağlantılar kurmuştur… ADL-Sharon grubu, ihtilaflı bölgelerde satın aldıkları evlerde militan Yahûdîleri yetiştirdiler…” (Zaman. 20.11.1992)
Aynı gazetede altı sene sonra çıkan bir haber de şöyle imiş:
“Diyalog çabaları devam ediyor. 3 gündür Türkiye’de bulunan Yahûdî liderler hey’eti, Başbakan Yılmaz, Orgeneral Çevik Bir, TBMM başkanı Çetin ve Dışişleri bakanı Cem’den sonra Fethullah Gülen ile görüştü… 55 Yahûdî örgütünü temsilen Türkiye’de bulunan 59 kişilik Amerikan Yahudi Örgütleri Başkanları Konferansı Heyeti (AYÖBK), ‘Fethullah Gülen’in Türkiye’deki ve yurtdışındaki çabalarını önümüzdeki yüzyılın barış asrı olması açısından önemsediklerini ve sözkonusu projeye büyük ilgi duyduklarını’ belirttiler… Görüşmede; Gülen’in, ABD’nin en etkili Yahûdî lobisi olan ADL’nin teklifiyle hazırladığı hoşgörü ve diyalogla ilgili kitap da gündeme geldi. Gülen, ‘İngilizce olarak hazırlanan kitap üzerindeki çalışmalarının tamamlanmak üzere olduğunu, bittiğinde insanların hizmetine sunacağını’ söyledi. Kitap, ADL tarafından basılarak dünyanın dört bir yanında dağıtılacak… ” (Zaman, 10.03.1998)
Aynı kaynaklı bu iki haberi alt alta veren bir site şöyle bir not düşmüş: “İşte ADL, işte Fethullah, işte diyalog ve hoşgörü masalı ve işte ‘gerçekler’i yazan Zaman!.. Gerçekler nasıl da Zaman’la anlaşılırmış değil mi?!” (Acikistihbarat.com) Yorumcunun üslûbu tartışılabilir; ama şu iki haberdeki tezâd zihinleri tırmalıyor doğrusu. “Şeyh Bedreddin Film Kolektifi [ŞBFK]” isimli sitede basına ve kamuoyuna yapılmış şu açıklama dikkatimi çekti:
“Merkezi Amerika’da bulunan ve 1913 senesinde kurulan ADL Amerika’nın en güçlü Siyonist Yahudi lobisi olarak sıkça karşımıza çıkıyor. Bu kurum anımsarsanız Recep Tayyip Erdoğan’a ‘seçkin devlet adamı’ ödülü vermişti. Durup dururken dünyanın en güçlü Siyonist Yahudi cemaatinin bir Müslüman ülke başbakanı olan Erdoğan’a bu iltifatları etmesinin ardında yatan sebepleri konu üzerine biraz düşünen herkes fark edebilecektir. Bu kurum daha önce Mesut Yılmaz’a da ödül vermişti de Yılmaz ödül töreninde papağan gibi ‘Türkiye İsrail’in varlığını hep savunmuştur, bundan sonra da hep savunacaktır’ deyip durmuştu. Ve ipucu vermek gerekirse bu kurum elbette ki Siyonist İsrail Devleti ve ABD çıkarlarına hizmet eden kimseleri ödüllendirmektedir. Gerisini siz düşünün… Siyonist ADL’nin temel misyonlarından birinin ne olduğunu bilmek ister misiniz? Dinler arası diyalog ADL’nin en temel misyonu… Bu uğurda kitaplar bastırıp dünyanın dört bir yanına dağıtıyorlar. BOP dâhilinde olan projelendirme çabalarını da dinler arası diyalog masalının arasına gizliden katıyorlar ve alın size emperyalizm hedefi olan toprakların insanlarını uyutabilmek için güzelce cilâlanmış yeni bir doktrin… ”
Zâten çorba olmuş beynimiz biraz daha karışsın bakalım…
Vakit