
Vatikan Devletinin reisi Papa cenâbları ülkemize geldi ve gitti. Ağca da hapiste olduğu için sükûnet bozulmadı. “Niye geldi?” sorusuna elbette herkes kendi penceresinden cevâblar sunmaya çalıştı; ama Şalom gazetesinde çıkan bir karikatür enteresandı doğrusu.
Yahûdî kadın, televizyon seyreden kocasına soruyor: “Bu Papa Ortodokslarla mı birleşmek için geldi?” Kocası, “Evet, neden sordun?” diyor. Kadının sözü çok dikkat çekici: “Boynunda haç görmedim, başında da kipa’yı görünce başka bir şey zannettim!”
Vatikan’ın birkaç asırdır gizli Yahudiler tarafından idâre edildiğini sanırım bilmeyen yoktur. Polonya Yahûdîsi ölünce de yerine Bavyeralı Alman Yahûdîsi Ratzinger getirildi. Bu yüzden şu karikatürdeki ince espriye gülüp geçmemek lâzım!
Bir vatandaş da Papa’nın fotoğrafını geçmiş. Boynundan aşağı doğru sarkan kalınca halı parçasına benzer koca bir atkı var. Atkının üzerinde ise dört tâne müstehcen resim var! Bir dîn adamının üzerinde, üstelik de evlenmeyi kendilerine harâm sayan bir dîn adamının üzerinde böyle cinsel birleşme resimleri ne arıyor?
Neyse, Vatikan’ın Papa’sı ile Fener’in Patrik’i berâber bir âyin yapmışlar, ünlü Türk büyüklerinden bir kısmı da o âyine katılmış. ABD ve Yunanistan’ın Büyükelçileri ve İstanbul Başkonsolosları ile birlikte Koç Holding Onursal Başkanı Rahmi Koç, Prof. Dr. Hüseyin Hatemi ve eşi Prof. Dr. Kezban Hatemi, Prof. Dr. Niyazi Öktem, Genç Parti Genel Başkanı Cem Uzan, gazeteci Can Dündar ve çok sayıda da’vetli iştirâk etmiş (Haber 7, 30.11.06).
Gazeteci Nuriye Akman’dan, Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Başkan Yardımcısı ve Kültürlerarası Diyalog Platformu Genel Sekreteri Cemal Uşşak’ın da orada bulunduğunu, “Fener Patrikhânesi’ndeki âyine katılan ve Papa’ya takdim edilen konuklardan biriydi” cümlesinden öğreniyoruz (Zaman, 03.12.06). Cemal Bey bizim eski arkadaşlarımızdandır. O yıllarda Uşşak ve ekibi ile kavgalı olduğumuz için, doğrusu 1988’den beri diyalog çalışmalarının içinde olduğunu bilmiyordum. Ülkemizdeki Hıristiyan ve Yahûdîlerin problemlerini Akman’a öyle içten bir anlatmış ki, benim gibi katı bir adamın bile gözleri yaşardı! Cemal Bey, bu samîmî davranışıyla, elbette Papa’ya takdîm edilmeyi hakketmiş!
Hele, “Kendisi buraya gelinceye kadar Papa olamamıştı henüz. Hâlâ kardinal Ratzinger’di, bir felsefe veya teoloji fakültesinde öğretim üyesi sıfatıyla duruyordu. Ama, taç giyen baş akıllanır. Bana göre Türkiye ziyâreti ile birlikte papa olmaya başladı” sözü ile daha büyük mükâfatlara lâyık olduğunu da isbât etmiş. Eski arkadaşlarımızla gurûr duyuyoruz!
Aynı ekipten bir başka eski arkadaşımız Mehmet Paksu da, Bedîüzzamân’ın böyle bir gelişi nasıl yorumlayabileceğini soran okuyucusuna, merhûm Üstâd’ı da diyalogcu göstererek cevâb verme başarısını göstermiş (Bugün, 01.12.06)!
Âyine katılanlardan Prof. Dr. Öktem dahi bu ekiple içli-dışlı olduğu gibi, Prof. Dr. Kezban Hatemi de, “Papa’nın Türkiye gezisi sırasında vereceği olumlu mesajların diyaloga katkı sağlayacağını” (Yeni Şafak, 26.11.06) söylemiş. “Lüzumsuz yere paneller düzenlemek, kendini bilmeyen dar kafalı ön yargılı bilgisiz insanların hukuka aykırı şekilde pankartlar açması” demek sûretiyle de, Papa’nın gelişine tavır alan Müslümanları bir güzel benzetmiş! Patrik hazretlerine “içimizdeki hançer” diyenleri de delilsiz konuştukları gerekçesiyle “en büyük hâin” i’lân ederek dişli bir Patrikhâne avukatı olduğunu göstermiş!
Şalom’un karikatürü gibi düşünürsek, şu bizim cenahtan gözüken bu isimlerin dahi boyunlarında haç olmadığı gibi başlarında kippa da yok! Aleyhlerinde konuşmak bizim haddimize düşmez. Fakat, bir yazarın “Yerli Kardinaller” başlığıyla yazdığı şu satırlar ise mes’eleye bir başka çerçeveden bakıyor:
“Ve şu malûm güç odaklarının hâline bakınız… Papa’nın gelişini şenlik havasında sunanlara dikkat ediniz… Papa’nın kutsal kişiliği ile Fener Patriği’nin mübârek kimliğinin birlikteliğinin ortaya çıkaracağı medeniyetler ittifâkının Türkiye’yi uçuracağından bahsedenlere dikkat ediniz!.. Müslüman görünümlü kardinalleri tanıyınız… Ey inananlar… Bu bir fırsattır… Hâlâ birtakım din tâcirlerinin peşinde sâfiyâne bir saplantı ile sürüklenenler, kendilerine dönmeli, şeytanı teşhis etmek için gelişmelerden ibret almalıdır… Din tâcirlerinin eline kapandığı Papa, Doğu-Batı kiliselerini birleştirmeye, Anadolu’dan İslâm’ı sürmenin kapısını açmaya geliyor…” (Behiç Kılıç, İnternethaber, 29.11.06)
Vakit