Yeni Papa ile birlikte Vatikan’ın strateji değişikliğine yöneldiğini, aklı yeten herkes söylüyor. Cambridge Üniversitesi İslâmî Araştırmalar Bölümü, Müslüman-Hıristiyan Diyalogu Kürsüsü Başkanı Prof.Dr. Tim J. Winter (Abdülhakim Murad) da bu tesbîti yapanlardan. “Vatikan politikasını değiştiriyor” başlıklı yazısında diyor ki:
“Vatikan’ın bazı etkili yetkililerinin artık ABD’nin Irak işgalini destekledikleri ve Washington’ın Batı tarzı yönetim ve toplum anlayışının silah gücü kullanılarak dünyaya empoze edilmesi gerektiği şeklindeki inancını açıkça destekledikleri gözleniyor. (…) Filistinli bir Anglikan Kilisesi lideri, bu olayı ‘çok kötü bir gelişme’ olarak nitelendiriyor ve Vatikan’ın yeni Ortadoğu politikalarının ‘Vatikan’ın Amerika’da iktidarda olan neo-conları ve İsrail yanlısı stratejileri açıkça desteklediğinin bir göstergesi’ olduğunu söylüyor. Ratzinger, Vatikan’ı İsrail yanlısı, Avrupa’da aşırı sağ, Amerika’da da neo-con politikaların çizgisine çekerken, attığı bütün bu adımların sembolik önemini çok iyi biliyor olmalı.” (Yeni Şafak, 23.09.2006)
Bu gerçeğe rağmen, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 25 Müslüman ülkenin önde gelen din adamları Papa’ya ortak mektûb yazmışlar, haberi veren gazete de bunu, “İslâm’dan Papa’ya zeytin dalı” diye duyurmuş (Vatan, 15.10.06). Ülkemizden de İstanbul Müftüsü Mustafa Çağrıcı’nın imza attığı söylenen mektûb metni, “Mukaddes Papa!” diye başlıyormuş! Şu ifadeye bakın:
“Bu diyalog üzerine karşılıklı saygı, sevgi kardeşliğe ve ortak geleneğimiz olan İbranî geleneğindeki ‘Tanrı’nı tüm kalbinle sev. Komşunu da en az kendin kadar sev’ iki büyük emre dayanan bir ilişki kurmaya devam etmeyi ümit ediyoruz.”
Bu imzâ atma işi gerçekse, imzâyı atan insanların “İslâm” kelimesini kullanmaları büyük bir aldatmaca olsa gerektir. Çünkü, “İbrânî gelenekleri” denen şeyi kendi “ortak geleneği” kabûl eden insanlara günümüzde “Müslüman” değil, “Yahûdî” denmektedir. O zamân, Vatikan’a doğru uzatıldığı söylenen bu zeytin dalı nasıl oluyor da “İslâm’dan” kabûl edilecek? Doğrusu, “Havradan, sinagogdan, hahamlardan” olması gerekmez miydi?
Mîrim, cenâbet gezen bir adama “mukaddes” diyen, nasıl olur da Müslüman kalır?
Vatikan’ın desteklediği neo-conların Afganistan’a ve Irak’a düzenledikleri Haçlı Seferini bu baylar acabâ duymadılar mı? Orada Müslüman ahâlînin üzerine atılan binlerce tonluk bombalar da mı “mukaddes” oluyor? Ya dîn kardeşimiz hanımların ırzına geçen köpekler?
İngiliz tıp dergisi Lancet, sâdece Irak’ta 2003 yılından bu yana 655 bin kişinin öldüğünü duyurdu. Bırakın sıradan bir Müslümanı, zerre kadar vicdânı olan bir insan bile bu vahşet karşısında tiksinti duyup da Haçlı sürülerine karşı insânî tavır almaz mı? İşgalci ABD’nin müttefiki olmaya yönelmiş Vatikan devletinin başındaki kişiye bu zulmü haykırması gereken kişiler, nasıl olur da böyle vicdanları sızlatan bir mektûba imzâ atabilir?
İngiliz Guardian gazetesinin Bağdad muhabiri Peter Beumont, “Diğer kentlerin çöp toplama sorunu var. Bağdat’ın ise ceset toplama” (BBC, 12.10.06) diyerek, Haçlı vahşetinin vardığı noktayı gözler önüne seriyor. Peki, Saddam’ın zulmüne rahmet okuturcasına bu İslâm beldesini cesed toplama problemine dûçâr edenler kimlerdir? Bugün Vatikan’ın ve tepesindeki kişinin stratejik destek vermeye kalkıştığı ABD ve hempâları değil mi? Bu 25 ülkenin sözde din adamları, bu papaza mı “mukaddes” demişler?
Bu asır, elbette ki at izini it izine karıştırma hürriyyetinin tepe tepe kullanıldığı bir zamân dilimi olduğu için, böyle diyenlere karşı da elimizden bir şey gelmiyor. Ağzı olan konuşuyor işte. Afganistan, Çeçenistan, Irak, Moro bu zâlimlerin elinde kan kussun; onların maddî ve ma’nevî destekçisi Papa ise o kan kusanların dîn kardeşleri tarafından kutsansın!
Hiç bir şeyler demem; inşâallah o imzâcılar hurma yemeye Bağdad’a giderler!
Gerçek Müslüman dîn âlimi, İslâm dîninin “kâfir” kabûl ettiği kimseye ta’zîm ifadesi kullanan değil; inancının izzeti gereği ona insan değeri vermeyendir!
Vakit